İtibar kaynağı sayılmadığından olsa gerek, bugün tasarruf yapılan yerlerin başında okullar geliyor. Sosyal devlet ilkemiz gereğince eşit şartlarda, ortak bir eğitime tabi tutulmasını beklediğimiz, evlatlarımızın yuvası. Öğretmenler başımızın tacı, öğrenciler geleceğimiz, okul bizim yuvamız, ama para yok.
Okullarda çalışacak temizlik personeli bulunmuyor, bulunmuyor çünkü hem maaş çok düşük, hem de sigortalılık süresi emekliliğe yansımıyor. Temizlik malzemesi için yeterli ödenek yok, temizlik malzemesinden kastımız ellere yüzlere zarar vermeyen doğal içerikli temizlik ürünleri değil, aman yanlış anlaşılmasın. Bildiğimiz sabun, tuvalet kağıdı. Dikkat ediniz kağıt havluyu bile saymıyorum; elleri temiz olsun da bir şekilde üstlerine kurularlar.
Okula temizlik malzemesi alınacak yeterli ödenek verilmiyor.
Temizliği yapacak görevli verilmiyor, okul kendi çalıştıracak olsa hükümler o kadar kötü ki, kimse çalışmak istemiyor.
Velilerden para toplamak yasak.
Sınıf annesi, sınıf temsilcisi yasak.
Velilerle okul yetkilileri, öğretmenler arasında koordinasyon sağlayacak görevli çalıştırılmıyor.
Devlet okullarında okuyan iki çocuğum da. Veliler aramızda para toplayıp sınıf için kağıt havlu, peçete, ıslak mendil, kolonya, sıvı sabun alırdık. Sınıf parası adı altında topladığımız paradan azalan stoklarımızı tamamlardık.
Bu da yasak.
Tamam yapay zeka, otomasyon teknolojileri alanında çok yol kat etti dünya, ama ne okullarımız ne çocuklarımız kendi kendilerini temizleyemiyor.
Büyük puntolarla tanıtımı yapılan maarif modeli okullar açılır açılmaz düştü üstümüze. İlk ders 6 yaşından 18 yaşına kadar tüm kademelerde ‘Çanakkale’den Gazze’ye bağımsızlık ruhu olarak belirlendi’. 1. sınıftan 12. sınıfa kadar aynı görsellerle ders işletilmesi şart koşuldu. Mezar taşı görselleri, ölüm, şehadet kavramları henüz ailesinden yeni ayrılmış, soyut düşünme becerisi gelişmemiş el kadar çocuklara izletildi. Ağlayanlar korkanlar oldu muhakkak, ama ağlayıp yüzlerini yıkadıktan sonra kurulanacak peçete bulamadılar.
Müfredat değiştiği için 5. ve 9 sınıflarda kaynak kitap bulamıyoruz. Basılamadı, yetişmedi. Diyebilirsiniz ki Milli Eğitim Bakanlığının basıp ücretsiz dağıttığı kitaplar yetmez mi?
Milli Eğitim Bakanlığı kendi yaptığı sınavlarda, sadece kendi kitaplarındaki içerikten faydalanıyor olsa yetebilirdi, ama yetmiyor maalesef.
4. sınıf Sosyal Bilgiler dersinden Milli Mücadele konusu çıkartılmış ama mili kahramanlar diye bir bölümümüz var. Şerife Bacı ve Sütçü İmam uzaylılara karşı mı savaştı da kahraman oldu? Bilemiyoruz.
Matematik, fen bilimleri, branş derslerinin verilmesi hakkında yorum yapmak ne hakkım ne haddim ama bu kadar basit konularda bile bu kadar büyük açıkların göründüğü bir sistemi getirmeye çalışmak, tüm kaynakları, bir önceki yıldan kalan kaynakların çöp olması pahasına yeniden yapılandırmak mı yeni modelimiz?
Ve hala en büyük sorun ortada durmaya devam ediyor: Okullar nasıl temizlenecek?