ONLAR BİZE ALLAH'IN EMANETİDİR

Senin geleceğin gün sabırsızlıkla bekleniyor. Hazırlıklar yapılıyor. Odan hazırlanıyor. Kıyafetler, zıbınlar, patik, battaniye evde şenlik. Dünyaya geliyorsun evde bayram havası. Anne, baba tüm aile gözünden sakınıyor. Pencere acık kalsa terin kontrol ediliyor. Ağlasan evde seferberlik oluyor.

 Eğer erkeksen renkler mavi oyuncaklar daha vakur; kız bebeksen renk pembe oyuncakların tokaların ona göre. Fırfırlı entarilerin, cıvıl cıvıl taçların oluyor. Üzerine ne güzel hayaller kuruluyor. Aksam oldu mu evde şenlik, cümbüş var. Gülücükler, tay taylar ilk anne babalar.

Bir gün "kader" dünya basınıza yıkılıyor. Buz gibi beyaz badanalı bir hastane odası. Basında "sacının bir teline can veren" annen, baban, anneannen, babaannen, deden kimse yok. Yabancı ablalar sarmalıyor.

O sırada kulağına çalınıyor. Birileri sormuş; diğer birileri de utanmamış cevap yazmış. Sana bakıcı olarak başvuran kişi "ilerde bunu evlenebilir miyim" diye soruyor. Cevap: "evet evlenebilirsin"

İste hayat böyle bir şey; sadece bir gün evvel prensessin her şey pembe beyaz. Bugün soğuk beyaz bir odada. Senin payına düşen tüylerini kabartmış nursuz bir yaratık. Henüz daha ilk adımda seninle ilgili cinsellik içeren hülyaları zorlama yorumlarla kitaba uydurma çalışmaları. İnsanların bırak eğlenmeyi gülümsemekten utandığı bu felaket günlerinde (hadi sapık cani ruhlular sorar ama cevap makamı "en azından bu dönemde" işi gücü bırakıp cevap yetiştirmemeliydi.) Ayıptır, günahtır.

 Cenazede beyaz veya renkli giymekten imtina eden bir millete bu hasta ruhlu ayrık otları hiç yakışmıyor. Her ayrık otu gibi de fırsat bulduğu ölçüde büyüyor serpiliyor.

Yaşam gerçekten zor. Allah iyilerle karşılaştırsın. Coğrafya kader dedikleri ne yazık ki doğru. Bizim yazmaya utandığımız ama uygulamada sakınca görülmeyen ne fiiller var (dı ) ama şükür azalıyor.

Bunlara toplum olarak tepki verdiğimiz ölçüde geri adim atılıyor ve normal görülmekten uzaklaşılıyor (berdel vs.)

Bu yazılara sonuç yazılamıyor. Ya da ben beceremiyorum.

Ezelden beri bizim bilip tanıdığımız; nur yüzlü şefkatli bulduğumuz, saygıda kusur etmemeye çalıştığımız; mütedeyyin insanları incitmeden yazmaya çalıştım. Sapla samani ayırt etmeye hep özen gösterdim. Bu yazıyı da bu hassasiyetle kaleme aldım. Çünkü sevdiklerimin birçoğunu mütedeyyin insanlar oluşturuyor. Onları incitmekten korkarım. Umarım başarabilmişimdir.