Türkiye Cumhuriyeti Devleti, çok zor bir süreçten geçiyor.
Bir tarafta, Covid-19’dan kaynaklanan salgın. Diğer yandan her an beklenilen olası büyük hasarlı depremler.
Son birkaç gündür, Akdeniz ve Ege’de yaşanan ciddi bir gerilim ile Yunanistan ile hareket eden Güney Kıbrıs Rum Kesimi, İsrail, Mısır ve Fransa ittifakının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile yaşaması an meselesi olan bir savaş…
Yukarıda ki bu tablo karşında bu ülkenin bir ferdi olarak ne kadar mutlu, huzurlu olabilirim ki…
Gün, birlik ve beraberlik günüdür…
Gün, ülke menfaatlerimiz için tüm siyasi partilerin, kamu ve özel kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının ve medyanın kenetlenme günüdür.
Gün, Türkmen’in, Arap’ın, Kürt’ün, Çerkez’in, Laz’ın, Zaza’nın, Muhacir’in dayanışma içinde olması gereken gündür…
Gün, çocuklarımıza ve torunlarımıza; güvenli, ferah, huzurlu bir ülke bırakmak için, dört tarafı düşman ile çevrili, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti için çalışmanın, üretmenin, candan ve gönülden hizmet ederek, Devlete ve Millete dört elle sarılma günüdür.
Gün, Vatan, Millet, Bayrak, Ezan gibi en önemli değerlerimizin korunması adına tek vücut olma günüdür.
Gün, her zor koşulda, birlik, beraberlik ve uyanık kalma günüdür.
Yukarıda bahsettiğimiz olası durumlar karşısında, tüm Türk Milletini duyarlı ve tedbirli olmaya davet ediyorum.
100 yıl önce, binlerce şehit vererek özgürce yaşadığımız bu cennet vatanın kıymeti, şu hassas süreçte daha iyi bilinmesi gerektiğinin altını çiziyor, ‘O gün, bu gündür’ diyorum.