Milliyetçilik ve ırkçılık bir avantaj mı?

Milliyetçilik denince milletini, vatanını, bayrağını, dini ve milli değerlerini seven, onları korumak için canını feda edebilecek fikir diye algılarız.

Milliyetçiliği çok farklı tanımlayanlar da vardır. Kendi ırkına özyönetim ve bu yönetim altında kendi menfaat ve değerlerini koruma ideali de bu tanımlardan biridir.

İslami açıdan baktığımızda Milleti İbrahim ifadesi Kuran-i kerimde geçmektedir. Bu tanıma göre millet ve milliyet aynı dine mensup insanların değerlerini, toprak bütünlüğünü korumak ve kollamak, geliştirmek anlamına gelir.

Bu gün milliyetçilik özellikle ırk olarak karşımıza çıkarılmaktadır. Türk kökenli olmak, Kürt, Laz, Arap, Faris, Alman, Fransız.. kökenli olmak ve kendi milletini yüceltmek olarak önümüze konmaktadır. Bu tanıma göre aynı ülkede yaşayan farklı etnik kimlikler artık kendi kimliklerine odaklanıp, onların menfaatleri için mücadele ederken, aynı ülkenin insanları birbirinin alanlarına girip kavgaya sebebiyet vermekte, ülkenin nimetlerini her etnik yapı kendine kanalize etme mücadelesi verirken, ülkelerini böldüklerinin farkına bile varamamaktadırlar. Ülkemizde sağ sol çatışması bu tanıma uymasa da alevi- Sünni, Kürt- Türk- Arap vs. tanımları ve son dönemde bu fikri yapının körüklenmesinin altında tamamen etnik kavgalar yatmaktadır.

Bu gün Süper güçlerin global dünya dedikleri tek tip ve tek zihniyet kurarak sömürge haline getirmek istedikleri dünyayı görmezlikten gelemeyiz. Önce insanların değerlerini yok edip, ardından kişiliksiz toplumu kendilerine ırgat etme çalışmalarını hepimiz biliyoruz.

İslam dininin evrenselliği çok manidardır. Bütün ırkları, inançları, ideolojileri, başkalarını yok etme gayreti olmadıkça bünyesinde barındıran, onlara maddi manevi özgürlükleri sunan bir din. Allah’a ve İslam’a inanan tüm etnik yapıları da kardeş yapan, bu kardeşler arasındaki ihtilafları yok eden, dayanışmacı, yardımsever, kavgayı yasaklayan, kendi ırkını öne çıkarmaya müsaade etmeyen, üstünlüğü çalışma, başarma, ahlaki yaşamda öne çıkan, Allah’a bağlılığı esas alan bir düşünce sistemini ortaya koyar. Birleştirici, anlayışlı, müsamahakâr, başkalarına saygıyı öne çıkarır. Sömürme yerine tebasına hizmeti gaye edinir. Mazlumlar, Müslüman olmasa da onların yardımına koşar.

İslam dini ve Milleti, İslam anlayışı bu gün dünyanın her yerinde olsa da, Müslümanların bölünmesi, etnik yapı ve değerlerin öne çıkarılması ile Müslüman toplum bölünmüş ve bölünmeye devam etmektedir. Bu bölünmenin sonucunda gücünü kaybeden bu irili ufaklı parçaları da; Filistin, Suriye, Irak, Doğu Türkistan vs.de olduğu gibi kolay lokma olarak yutabilmektedir. Veya yutma mücadelesi ve cesaretini kendinde bulabilmektedir.

Bu gün ülkemizde de etnik kavga üretmek için sosyal medya ve bütün kanallar aktif şekilde kullanılmaktadır. Dolayısıyla bizi kardeş yapan İslam dini de her fırsatta karalanmakta, dini değerler, dini temsilciler ve kurumlar da hedeftedir. Biz İslam şemsiyesi altında barınan tüm unsurlarla kardeşiz, bu kardeşliği de yüce mevlamız koymuştur. Ayrılık fitne, birlik rahmettir. Kaldı ki ülkemiz içindeki Müslüman olmayanlar, fitne çıkamadıkça güzel geçinmemiz gereken komşu ve vatandaşlarımızdır. Ancak nifak tohumları saçan bölücüler ise bu milletin dostu olamaz. Bunu da herkesin bilmesi gerekir.