6 Şubat’ta yaşanan iki deprem ve sonrasında artçıları devam eden depremler, en son da 20 Şubat’ta tekrar bağımsız yeni bir deprem ve artçıları. Adeta deprem fırtınası. Şiddeti değerlendirildiğinde oldukça geniş bir alanı etkilemesi, 11 ilimizde yıkıcı etkileri ile içinde bulunduğumuz süreçte adeta ulusal seferberlik içerisinde tek yürek olunarak depremin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Herkes üzerine düşeni en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Vefat eden vatandaşlarımıza rahmet dilerken yaralılarımıza da acil şifalar temenni ediyorum.
Gündem çok sıcak ve bu sıcaklıkta AFAD’ın koordinatörlüğünde el birliği ile bu günlerin zorluklarını aşacağız. Devletimiz ilk dakikadan günümüze tüm imkanlarını seferber etti. Milletimiz de üzerine düşeni yapıyor. Şunu ifade etmek istiyorum ki, iş araçlarını ve yardım malzemelerini taşıyan şoförlerimiz bölgeye hızlıca ulaşmak için verdikleri olağan üstü çabaları içeren videolar belki de yıllar boyunca aklımızda kalacak. Öyle ki tekerlekleri kıpkırmızı olmuş, çoğunluğunun lastikleri sıcaktan erimiş şekilde deprem bölgelerine ulaştılar. İsimsiz kahramanlarımıza tekrar şükranlarımı sunuyorum.
Ülkemizin büyük bölümü deprem kuşağında ve bu gerçek ile geleceğimizin tüm parametrelerini güncelleyerek yaşama devam ediyoruz. Bu yazımda başka bir bakış açısını siz okurlarımla paylaşmak istiyorum. Kapsama alanı ve etkisi ile AFAD’ın koordinatörlüğünde her bir vatandaşımızın bu yükü kaldırmada ciddi sorumluluğu olduğuna inanıyorum. Bu sorumluluk da başlangıç itibarıyla mahalle bazında başlayan ‘Gönüllülük’ yapılanmasına dahil olunması gerekiyor. Herkes bir ucundan tutacak, ama bu koordineli ve mahallelerden başlayarak ilçeleri, şehirleri ve ulusal ölçeği kapsamalı. Aslında bir adım daha öteye giderek kanaatimce gönüllülüğün artık sorumluluk ile özdeşleşmesi lazım. Koordine edilmiş ve ulusal ölçekte planlanmış ihtiyaçlar ve bu ihtiyacı karşılamada etkili ve örgütlenmiş yapı…
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi bir milat olarak görülüp aradan geçen süre içerisinde çok ciddi çalışmalar yapıldı, yapılıyor. 2023’te yıkıcı ve etki alanı ile ülkemizi bu denli etkileyen depremler ve gelecekte de oluşan deprem stresi ile olası depremlere hazırlıkta parametreler değişti. Her bir vatandaş olarak eğer herhangi bir gönüllü STK kuruluşunda yer almıyorsak acilen kabiliyet ve mesleğimize göre bir gönüllü kuruluşuna üye olalım. AFAD gönüllüsü eğitimlerine katılalım. Teorik derslerden sonra pratik eğitimler alınmalı. Temel ilkyardım, yangın, arama-kurtarma, temel afet bilinci eğitimlerini veren STK ya da kuruluşlarla acilen bağlantı kurup kısa sürede bu eksiğimizi tamamlayalım. İlimizde gerek AFAD gerekse de bu eğitim içeriğini verebilen Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği, K77 gibi STK’lar ilimiz için ciddi kazanım.
Tüm gönüllülerin de AFAD çatısı altında konusuna göre her il içerisinde planlı örgütsel yapıya kavuşturularak hazırlıklar güncellenmelidir. Planlanmış ve görev tanımı yapılarak bu yaklaşımla eğitimlerini pratik olarak da almış ulusal ölçekte oluşacak gönüllülük sistemi ile daha güçlü olacağız. Her ilde önceden planlanmış ve görev tanımı yapılmış komşusu olan iller ile yapılacak olan tatbikatlar ile sistem daha iyi çalışır hale gelecektir. İnsan gücümüzün hepsini sisteme dahil ederek ve öncesinden detaylandırılarak yapılan çalışmalar zaman içerisinde olası her türlü afete karşı hazırlıkta sivil desteğin daha fazla olmasını sağlayacaktır.
Ulusal Gönüllülüğün bence bu aşamadan sonra ana okulu düzeyinden başlayarak hayatın her safhasını kapsayacak şekilde sürecin güncellenmesi gerekiyor. Bu konuda iyi eğitim almış ve bilinçlendirilmiş bireyler ile daha güçlü olacağız. Bu seferberlikte kapsamı ve süreci belirlenmiş Temel Afet Bilinci Eğitimini alma koşulunun adeta her sahayı kapsaması sağlanmalıdır. Hatta özendirici tedbirler alınmalıdır ki kısa zamanda hedeflere ulaşılabilsin.
Devletimize olan güvenimiz sonsuz ve kısa zamanda yaralarımızı saracağız inşallah.
Afetsiz günler diliyorum.