Yeni bir Kurban bayramına daha ulaştık şükürler olsun Mevla’ya. Seneye kurbanı kim görür, kim görmez bilmiyoruz. Belki bu son kurban bayramımız da olabilir. Dolayısıyla bu bayramı nasıl verimli kılacağımıza bakmamız en doğru hesaptır kanımca.
Kurban sözlükte yaklaşmak,Allah’a yakınlaşmak anlamına gelse de, asıl tanımı; Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Bu ibadet, akıl sağlığı yerinde, hür, misafir olmayan ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin kişinin Allah rızasını kazanmak için kestiği hayvan anlamına gelir.
Bu duruma göre kurbanın hükmü farz, vacip veya sünnet de olsa, imkanı olan bir Müslümanın bu ibadeti ifa için imkanları varsa bunu yerine getirir. Asırlardan beri de bu ibadeti kendine kurban düşmeyen müminler de bir şükür, Allah’a cc. yaklaşmaya vesile olsun diye keserler.
Tarihsel olarak da her peygamber döneminde, ta Hz. Adem’den beri gelen bir ibadettir.Kurban ibadeti bizi bir yandan Mevla’mıza yaklaştırırken, diğer yandan da sosyal olarak kaynaşmayı, vefakarlığı, komşuluk, akrabalık ilişkilerini de geliştirir.
Toplumsal yapımızda sosyal hayat kalitesi gün geçtikçe arttığını söyleyenlerimiz olduğu gibi, bazıları da bunun tersini savunmaktadır. Şöyle ki, evet maddi olarak, sosyal imkanlar açısından, yaşam kalitesi, sağlık hizmetleri vs. gibi konularda ülkemizdeki gelişmeleri inkar edemeyiz. Ama bu gelişmelere ters orantılı olarak ise, ahlak, dini hayat, milli-manevi duygular gibi toplumun temel dinamikleri zayıflamaktadır. Bu zayıflama ibadet alanlarında da kendini göstermekte, toplum dininden vaz geçmese de, dini dairenin içinde de kaldığı söylenemez.
Kurban da bu mağduriyete uğrayan ibadetlerdendir. Sekülerleşen toplum, artık bu devirde kurban kesilmesinin bir katliam olduğunu, milyonlarca hayvanın katledildiğini, bunun yerine parasını hibe etmenin doğru olduğunu söyleyenler, ibadetleri sulandırma gayretinde olanlardır. Bütün peygamberlerin hayatında olan bir ibadeti, asrın din dışı fikirlere feda edilebilecek basit bir konu değildir.
Parası olmayan bu ibadeti yapmakla sorumlu değildir. Ama parası olan ve şartlarını taşıyanlar ise eğer Müslümansa bu ibadeti yerine getirmesi gerekir. Artık dünya küçüldü. Ülkemizde kurban fiyatları ekonomik olarak bazı ailelere yüksek gelebilir. Ancak illa bu ibadeti yapacağım diyen Müslüman, muhtaç ülkelerin mağdurlarının yararlanması için o ülkelerde kesimlerini yaptırabilir. Birçok hayri dernekler bu hizmetleri yürütmektedir.
Kurban kesiminin kendi çevremizde yapılmasının en güzel tarafı ise, komşularla, akrabalarla kaynaşmayı da sağlar. Gelen misafirlerimize et ikram ederken, gittiğimiz ziyaretlerde de etle ikram görürüz. Muhtaç aileleri unutmayız.
Kurbanın bu yönü de şehir hayatındaki kopuk komşuluk, dostlukların azalması gibi nedenlerle daha çok küçük belde ve köylerde icra edilebiliyor. Oralarda daha nezih, daha ferah, sosyal ilişkilerin kopmadığı, komşuluk ve akrabalık ilişkilerinin devam ettiği yerleşim yerlerimizdir. Böyle yerlerde bu tür uygulama ve ilişkilerimiz daha güçlüdür.
Kurban kesimi kadar, kurban bayramı da sosyal ve dini hayatımızda çok değerlidir. Uzun zaman ziyaret edemediğimiz akrabalarımızı, dostlarımızı, tanıdıklarımızı bayram vesilesiyle arar, sorar ve ziyaret ederiz. Gönüllerini alır, hal hatırlarını sorarız. Ölmüşlerimizi bile unutmaz, kabirlerini ziyarete gideriz. Onlar için dua ederiz. Çocuklarımızı sevindirir, bayramı hatırlayacak anılar yaşatırız.
Allah bu minvalde bir bayramı bizlere, ülkemiz Müslümanlarına ve tüm Müslüman alemine yaşamayı nasip eylesin. Bu kurbanda ben de Merhamet Teşkilatı İnsani Yardım Derneği ile Afganistan’da Kurban Bayramını yaşayacağım inşallah. Bu vesile ile bayramınızı tebrik eder, nice bayramlar dilerim.