Ben Hollanda’da uzun yıllar yaşadım. Hollanda da dünyanın her ülkesinden millet görmek mevcut. Özellikle de Türk ve Faslı. İnanın yabancı sayıları Hollandalılardan daha çok. Buna rağmen bir Hollanda’lının ne Türkçe ne de Arapça öğrendiğini gördüm.
Ama şimdi bakıyorum da ülkeme Yalova’ma herkes de bir Arapça öğrenme tutkusu aldı başını gidiyor. Benim anlamadığım biz mi onlara entegre olacağız, yoksa ülkemize yerleşen Araplar mı?
Zaten Yalova ya baktığımız da Suriyeli çok az. Genelde şehrimiz de olan Arap yabancılar Irak’lı. Onlarda Türkiye’yi beğenen ve yerleşmek isteyen kişiler. Ama bakıyoruz Türkçe öğrenme çabaları hiç yok. Sanırım bir mecburiyet de yok. Baktığımız da bazı ülkeler oturum alanlardan bile dil seviyesi istiyor ülkelerine gelmeden.
Madem bu kadar yabancılara oturum veriliyor dil öğrenme zorunluluğu da getirilsin.
Biz değil onlar bizim dilimizi öğrensin. Zaten vatandaşlık bu kadar ucuz bari dil öğrenmeleri için mecburi kurallar konsun.
Çok İşyeri sahiplerinin bile tek kelime Türkçe bilmediği yer ülkem ne acı değil mi?
Aynı durumu Fatih caddesinde de gördüm. Sanırım Fatih caddesini kaybettik. Orası aynı küçük bir Arabistan olmuş. Göz göre göre yabancılaşıyoruz. Bu yüzden dil sorununa bence acilen bir çözüm bulunmalı. Türkçe bilmeyene iş yeri açma izni verilmemeli. Oturum alanlara, belli bir dil seviyesi zorunluluğu getirilmeli. Yoksa onlar değil, biz onlara uyum sağlayacak gibiyiz.