İnsan, kalbiyle yol alır. Kendimize bazı şeyler için söz verdiğimizde aslında kalplerimize veririz o sözü. Bizi yönlendiren kalbimizdir. Zihnimiz komut verir, kalbimiz hissettirir. İnsan, hissettikleriyle yaşar. Hislerinin doğrultusunda ilerler. Kalbin, en güzel hissi sevgidir. Kalplerdeki yerimizi, sevgi duygusu belirler.
Sevgi, nerede ararsan oradadır. Kimse kilitli sandıklara kilitleyemez onu. Sevginin asıl yeri kalplerdir. Bir de sevgin onaysa… İşte ona… Çok sevdiğin, bir de insansa… Nasıl unutabilir ki insan. O gözlerinin içinde gördüğü hissiyatları. Bir film şeridi gibi nereye gidersen git kovalar durur seni işte. Alıkoyamazsın kendini. Yıllar geçmiştir belki üstünden. Belki…Belki… Belki bir gün dersin. Bir bakmış yıllar ilerlemiş gitmiş. Senin kalbin yine ilk günkü gibi titrer durur, ilk özlediğini hissettiğin kadar derindir özlemin. Bir de yıllar eklenir ya üstüne. Kalbinle iletişime geçemezsin. Sus der sana. Sus sadece sev, hisset…Gücünü kendinden alırsın. Unutma çabaları cevap vermez.
Düşün; bir yolun sonuna onunla geleceğine inanıp da sonra o yolda bir başına kaldığını. Nasıl da çetin geliyor insana bir başınalık. Onun ellerinin arasına emanet ettiğin yüreğinin buz kesilip yapayalnız kalması. Buz tutan kalpler, zamanında buz kalplere emanet edilendir. Sonra bir başınalık desteksizlik nasıl da buz kestiriyor kalbini. Sevginin öksüz kalması…Ne de çetin bir süreç… Sevgi, en büyük güç en güvenilir kurtarıcıdır.
Sevgi; yaşamının neresinde duruyor? İnsanın en temel ihtiyacı, görünmeyen nefes, duyulmayan sestir sevgi. Kalbimize gelip konduğunda içimizi titretir inceden. Evrendeki her şeyi, çiçeklerin karşı koyamadığımız güzel kokusu belki, içimizi kıpır kıpır eden kuş cıvıltılarıyla süsleyen sevgi içimize su serpiyor. Evrende karşılaştığımız her çetin yolda, bizim yollarımızda çiçekler açıyor adeta. İçimize sonsuz umutları seren maviye boyanmış gökyüzüne baktığımızda bugüne kadar içimizi kemiren ne varsa, sonsuzluğa bıraksak kendimizi. Bir dene… Sadece saniyelik… Pencerenizi aç, maviye odaklan, gökyüzünün eşsiz güzelliklerine bırak hayallerini.
Evrene gönderdiğimiz her enerji bize aynı şekilde şekil değiştirerek geri dönüyor aslında. Ne düşünürsek ona dönüşüyoruz. Düşündüklerimiz eylemlerimiz olarak bitiyor başucumuzda. İşte sevgi devreye giriyor burada. Neyi severse, onu hissediyor onu yaşıyor ona dönüşüyor insan. İnsanın yaşamına ışık tutan en can alıcı renk sevgidir. O ışığın rengi yoktur. Bazen siyah bazen mavi bazen beyaz bazen yeşil… Simsiyahlar içinde kalsa da yüreğin ak süt gibi fedakarlıkların o yüreğine işlediğinde, yemyeşil oluverir gönlün.
Unutma; yaşamın iğnesi ipliği yoktur, sökülen hayallerini ayağa kalkıp dimdik durup yine sen kendi azminle dikeceksin. Çetin zorluklara düşecek yolun bazen. Unutma, yine çıkış yolunu sen belirleyeceksin. Yaşamın aynası sensin. Ne olursan o yansır eylemlerine, hikâyenin baş rolünde sen varsın ve kahraman sensin.