İnsan olarak hayatımız boyunca birçok olaylar görüyoruz ve bu olayların akışında birçok tecrübelere şahit oluyoruz. San on gün içinde ülkemizi yasa boğan on ilimizdeki deprem afeti, bazılarımızın canını yakarken, bazıları için de can simidi olabiliyor.

Ülkemizin her tarafından, yurt dışındaki vatandaşlarımızdan, hatta yabancı ülke mensupları bile deprem bölgemize kurtarma ekipleri, gıda, giyişi ve her türlü yardım malzemeleri trafiği kilitleme noktasına getirmiş ve bu kadar geniş bir yardım kampanyaları devam etmiş ve devam etmektedir.

Yaşlısı genci, köylüsü kentlisi herkes bir bardak su ile de olsa bu mağduriyete çare olmaya gayret etmiştir. Etnik yapısına, inancına, akrabalığına ve hiçbir özelliğine bakmadan insanca, Müslümanca bir dayanışma örneği gösteren bu mübarek millet, her zamanki varlığını, beraberliğini bugün de göstermiştir.

Orada soğukta, aç susuz ve insani ihtiyaçlarını bile çoğu defa sağlayamadan, kendi canını da tehlikeye atarak saniyelerle yarışan bu cömert ve vefakâr millet bugün de hem Allah katında hem de dünyadakiler katında tam puan almışlardır.

Bütün bu çalışmaların yanında ağızını açtığında zehir zemberek beyanatlarla açan, kusur aramayı meziyet edinen, kendi bir işe yaramasa da başkalarının işe yarayıp yaramadığını dilinden düşürmeyen müsvedde tiplerin konuşmaktan başka, moral bozmaktan başka bir görevleri olmamıştır.

Deprem sahasına gidip özel olarak eksik, kusur araştıran, bir taş parçasını bile kenara koymayan bu konuşma makinaları, olur olmaz her türlü yalan ve iftirayı da medya kanallarından zikredilmektedirler.

Sahada hala çalışmakta olan bazı STK’ları bile iftiralarla karalamaktadırlar. Bunlar bir iş üretmez, bir işe yardım etmez, destek olmaz, sadece konuşur. Konuşurken de her türlü yalanla beraber konuşurlar. Bunları muhatap bile almaya değmez ama, söyledikleri yalanlarla toplumu germekte, depremzede yakınlarını sıkıntıya sokmaktadır, morallerini bozmaktadırlar.

Bu felaketin üzerinden 10 gün geçmesine rağmen hala enkazın altından canlı insanları çıkaran mücadeleci cefakâr ekiplere teşekkür yetmez, duaların en güzeline layıklar. Devlet yöneticilerimiz, bürokratik idarecilerimiz, amir- memurlarımız, Sivil Toplum mensuplarımız, amatör veya profesyonel kurtarma ekiplerimiz, yemeğinden, çayından, çadır ve konteyner kuranlarından hasta nakillerinden, hastalara bakan ve tedavi edenlerimizden, dini ve psikolojik destek veren diyanet camiamızdan, şu an aklımıza gelmeyen gizli kahramanlarımızdan, maddi manevi destek olanlarımızdan, kısaca ter döken herkesten yüce Allah razı olsun. Bu günleri asla unutmayacağımız bu iyiliklere hepimizin şahit olacağı mahşer gününde Allah bu fedakâr milleti Peygamberimize komşu eylesin.

Böyle afetlerden bizleri ve tüm müminleri muhafaza etsin. Her türlü afete karşı tedbirlerini alan, sorumluluklarını tam olarak yerine getiren bireyler eylesin bizi. Allaha emanet olun.