Diyet yapmak zor bir süreç değil mi?
Sürekli hissedilen açlık, halsizlik, yorgunluk, iradeyi kontrol edememe, uygun yiyecekleri bulamama bu sorunlardan birkaçı. Daha az kalorili beslenmek ve spor yapmak herkes tarafından kabul edilen çözüm olarak görülüyor. İşte tam da burada hata yapıyoruz. Çünkü her kalori birbirine eşit değil.
Vücudumuzu kalori alıp, veren bir makine şeklinde gördüğümüz sürece diyet döngülerini kıramayacağız. Vücut sadece kalori hesabı yapmıyor. Besinlere göre çeşitli metabolik tepkiler oluşturuyor. Tükettiğiniz besinlere göre çeşitli hormonlar salgılıyor. İşte tam da bu noktaya dikkat çekmek istiyorum. Kalori hesabı yerine hormonları dengede tutmaya çalışan beslenme şekli uygularsınız, diyetin zor olmadığını görecekseniz.
Diyette aç hissetmenize ve sonunda yanlış beslenmenize sebep olan ana etken hormonlar ve kan şekeriniz. Şimdi bu açlığı kontrol eden üç ana hormonu inceleyeceğiz;
Kolesistokinin: Beynimize, bağırsaklardaki besinlerin sindirilmeye başladığını ve doygunluk hissini iletir. En önemli görevi de yağ ve proteinleri sindirmektir. Yani, yağlı ve proteinli besinlerin tüketilmesi kolesistokinin hormonunu artırır. Dolaylı olarakta doygunluk hissini artırır.
Ghrelin: Bir diğer adıyla açlık hormonu. Kolesistokininle tam olarak zıt görevler üstleniyorlar. Kolesistokinin doygunluk sağlarken, ghrelin açlık sağlıyor. Fakat şunu biliyoruz ki, kolesistokinin salgılandığında ghrelini azaltarak açlığı bastırmaya yardım ediyor.
İnsülin: Kan şekeri ne kadar yükselirse, kandaki yükselişi durdurmak için o kadar yoğun insülin salgılanır. Bu da çok hızlı yükselişlerden, hızlı düşüşlere sebep olur. Hızlı düşen kan şekeri, beyne enerjiye ihtiyacım var sinyali vererek halsiz hissetmenize ve çabuk acıkmanıza sebep olur.
İşte tam olarak bu 3 hormon mekanizmasını kontrol etmeye çalışmalısınız. Normal seyirlerde ilerleyen hormonlar sayesinde diyet yapmaya en büyük engellerden biri olan açlığı ortadan kaldırabilirsiniz.
Kolesistokinin salgılanmasıyla doygunluk sağlarsınız. Bunun için en iyi kaynaklar sağlıklı yağlar ve proteinler tüketmektir. Bu sayede hem kolesistokinini yükseltecek hem de açlık hormonu ghrelini azaltacaksınız. Bunların yanında insülin yüksekliğini de önlemeniz gerekiyor tabi. Yağ depolama sürecinde en önemli etken insülin hormonudur. İnsülin hücrelere yağ depolama emrini veren hormondur. Bu sebeple olabildiğince az olmasını isteriz.
Peki bu yağ depolayan hormon insülin, yağ tüketerek mı salgılanıyor? Kesinlikle hayır. İnsülin karbonhidrat tükettiğinizde salgılanıyor. Yani yağ yersem yağlanırım düşüncesi tamamen çürümüş eski bir bilgi. Yağ yerseniz yağ depolamazsınız ama karbonhidrat yerseniz insülini çok salgılattırdığınız için yağ depolarsınız.
Hormon dengeleri ve yağ yakmak için, sağlıklı yağ ve protein alımını arttırın, karbonhidrat miktarını azaltın. Bu sayede çoğu sorununuza çözüm bulacaksınızdır.
Sağlıkla kalın…