Gönüllü olmak sizce ne ifade ediyor? Üzerinde düşünüldüğünde çok şey söylenebilir, yazılabilir. İşin püf noktası toplum adına yapılması. Bence gönüllü olmak sorumlu olmakla eşdeğer. Hatta profesyonellerden bile daha sorumlusunuz. Vicdanınızın sesi sizi buna itiyor. Ömür boyu da vicdanınız sizinle birlikte olacağına göre bu işin emekliliği de yok. Örnek vermek istiyorum. Önümüzdeki günlerde yıldönümünü hüzünle yaşayacağımız 17 Ağustos 1999 Marmara depremi haftası. O günlerde nelerle karşılaştık, ne çaresizlik içerisindeydik değil mi? Her şeyi devletten bekledik. Biz peki ne yaptık? Ne yapabildik? Çaresizce bekledik. İlimizde o kadar imkân varken kullanamadık. Adeta felç olduk. Bunda hem kişisel olarak hemşerilerimiz hem de kurumlar payını aldı. Şimdi aradan geçen yıllara rağmen neler yapıldı diye baktığımızda pek çok şeyin yapıldığını, yapılmaya devam edildiğini görüyoruz. Ama yeterli mi derseniz elbette hayır. Çünkü her geçen gün gelişen teknoloji bizi yenilenmeye zorunlu kılıyor.
Benim de içinde olmaktan mutluluk duyduğum, ölünceye kadar da bulunmayı arzuladığım Mahalle Afet Gönüllüsü ya da kısa adıyla MAG oluşumu gerçekten gönüllü olmak adına güzel bir örnek. Bunun yanında ilimizde diğer sivil toplum kuruluşları da var. Onlarında hakkını yemek istemem. Örneğin K77, Kızılay, İHH… Sayıları her geçen gün artıyor. İç içe, omuz omuza çalışıyoruz. Her zaman da destek oluyoruz. Kolay olmuyor aşama kaydetmek. MAG arkadaşlarımız çok fedakarlıklar yaptılar. 100 saate yakın eğitimden geçtiler. Bunun yanında tatbikatlar ve tazeleme eğitimleri aldılar. Ayrıca halen devam eden ve AFAD İl Müdürlüğü ile koordineli çalışmalar sürmekte. Yerel yönetimlerin bu proje doğrultusunda yeni mahallelerde organizasyon yapılabilmesi için çalışmaları sürüyor. Halkımızı MAG olmaya davet ediyorum. Bence Yalova için süregelen güzel bir fırsat. Bu fırsatın iyi değerlendirilmesi lazım. Özellikle gençlerimize sesleniyorum. Başta kendi yaşam güvenliğiniz için gerekli eğitimleri almanız, daha sonra aileniz ve çevrenize yardımcı olabilmeniz için MAG olmak gibi bir fırsatı iyi değerlendirmelisiniz. Bu fırsatı kaçırmayınız. İlkyardım, arama-kurtarma, afet bilinci, yangın gibi pek çok konuda eğitimli olmanızı sağlayacak bu aileye sizde katılınız. Bu şekilde gönüllü olacaksınız.
Orman yangınlarında yakinen her birimiz yaşadık. Ciğerlerimiz yandı. Can ve mal kayıplarının yanında ormandaki hayvanların acıları her birimizi çok üzdü. Yangın eğitimi almış bireyler ile ülkemiz daha güçlü olacaktır. Zamanla yarışılan süreçte pratik yangın söndürme teknikleri ile yangın kısa zamanda söndürülme imkânı oluşuyor. Bunu da eğitimli bireyler ile elde edebiliriz. Daha fazla üzerinde durulup bence küresel ısınmanın yol açacağı yeni parametrelere göre her kurum ve STK yeni bir yol haritası belirlemek zorunda. Çok küçük yaşlarda bu yaklaşımla çeşitli konularda eğitimlerin verilmesi gerekiyor.
Gönüllülük hangi kapsamda olursa olsun yaşama bakış biçimini, yaklaşımını belirliyor. Toplum adına hayata bakabilmek lazım her zaman. 2021 dünyasında öne çıkan gönüllülük anlayışıdır. Herkes kendi mahallesine sahip çıkarsa (elbette yasalar çerçevesinde) mahallede problem kalmaz. Mahallede problemin kalmamasından ilçede problem kalmaz. İlçede problem kalmayınca da ilde problem kalmaz. Bunu yurt çapında genişletebiliriz. Peki neye, nasıl, niçin, ne zaman gönüllü olmalıyız? Birçok soru çıkacaktır karşımıza. Dedelerimiz anlatırlardı. İMECE ile köye yol getirdik, su getirdik, okul yaptık diye. Artık bunlar devlet kurumları ile gayet güzel yürüyor. Aksamalar olduğunda çözüm mercii yine kamu kurumlarıdır. Ama her şeyi devlet yapabilir mi? Her şeyi devletten beklemeli miyiz? Devlet her şeye yetişebilir mi? Soruların cevabı hayır olduğunu duyuyorum. Örneği 1999 Marmara depremi. Hepimiz yaşamadık mı? Artık mahalleli anlayışının tekrar güncellenmesi gerekiyor. Mahalle artık eski önemini almalıdır. Muhtarlara burada çok görevler düşüyor. Yaşadığımız kente borçluyuz. Bu borcumuzu ödemek için gönüllü sivil toplum kuruluşlarına daha aktif destek vermeliyiz. Gün gelecek bir de bakmışsınız ki ben merkezli değil, biz merkezli bir toplum haline gelmişiz. O kadar problemimizin kendiliğinden çözümlenmiş olduğunu beraberce yaşarız. Bu bizi toplum olarak hasret kaldığımız pek çok şeye tekrar dönmemizi sağlayacaktır. Zamanınızı, emeğinizi, paranızı harcıyorsunuz karşılıksız olarak. Bunun karşılığı aldığınız vicdan huzuru bence para ile ölçülemez.
Bir gün sizin başınıza gelebilir. Örneğin çocuğunuzun boğazına bir bilye kaçabilir. Ne yapacağınızı bilmeden hastaneye kadar yetiştirene kadar nefes borusu tıkandığından oksijen gidemez, beyin ölümü gerçekleşir. Saniyelerin bile önemi varken bana ne diyemezsiniz. Keşke bende gönüllü olup bir şeyler öğrenseydim diyeceksiniz. Ama iş işten geçmiş olur. Kimsenin başına gelmesin. Ama gelince de maalesef hayatla yaşam arasında ince çizgi üzerinde gezersiniz. Sahile vurmuş bir balık nasıl can çekişirse ve onun ihtiyacı deniz ise bizim de ihtiyacımız gönüllülük denizidir. Karşılık beklemeden sadece ve sadece toplum için istemek, birbirimiz için istemek ne güzel bir şey.
MAG-DER oluşumu sadece bir tanesi. İçinde olmaktan gurur duyduğum ve adeta çocuklarımın geleceği için güvence olarak gördüğüm bu tür sivil toplum kuruluşları ilimizde mevcut. Hepsinin üyelerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Adı dernek olsun, vakıf olsun. Ne olursa olsun amacı topluma bir şeyler kazandırmak adına çalışan ve faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşları sizlerle gurur duyuyorum. Siz başımızın tacısınız. Çünkü almadan vermeye ant içmişsiniz. Çocuklarımızı da teşvik edelim. Zamanla göreceksiniz ki sizin gibi düşünen pek çok kişi var. Yalnız değilsiniz. Bu da sizi o kadar mutlu edecek ki anlatamam. Ben adeta zamanın bile nasıl geçtiğini bilemiyorum MAGDER çalışmalarında. İyi ki toplum için iyi bir şeyler yapıyorsunuz. İyilik yumağı içinde günümüz girdabından sıyrılarak toplumumuza yararlı bir şeyler yapma çabasındasınız. Karşınızdaki insanlara hiçbir beklenti içinde olmadan, almadan vermek ne kadar güzel. İnsan olmanın belki de en güzel sevinci bu. Sivil toplum kuruluşlarına her zaman bu köşeden destek vereceğimi bilmenizi isterim.
Başka bir yazımda buluşana kadar kalın sağlıcakla…