Ramazan Bayramında sokağa çıkma yasağının uygulanacağı zaman dilimine doğru gidiyoruz. Özellikle 20 yaş altı ve 65 yaş ve üzeri toplum kesimimiz bu sürece sabırla destek veriyor. Şükür Koronavirüs (korona diye isimlendireceğim) ile mücadelede her yönüyle başarılı şekilde yürüyor. Her geçen gün sevindirici gelişmeler oluyor. İnanıyorum ki ülkemiz koronayı yenecek.
Çağımız hızla değişiyor ve yenilikleri de beraberinde getiriyor. Teknolojik gelişmeler bu hızla giderken siz eski tas eski hamam, kişisel gelişiminize bir şeyler ekleyememişseniz doğal olarak inandırıcılığınız da kalmamış demektir. Bakınız artık bilgisayarla tanışma yaşı birin altına düştü. Bu iletişim ortamında kabuğunu kırmış, dünyadaki örneklerine bir tık kadar yakın olan gençlere, yeni gerçekleştirilebilir hedefler sunamazsanız onların yaşamlarında yok olmuşsunuz demektir. Günümüzün gençleri sorguluyorlar, düşünüyorlar, değerlendiriyorlar, görüyorlar. Onlar bizden daha iyi imkanlara sahipler, onlar için zaman daha hızlı geçiyor. Dünyanın parmaklarının ucunda olduğu ortamda en iyi olan ve olması gerekeni daha iyi algılayıp anlamaları gayet doğal. Gençler her alanda daha fazla yer almalılar. Ancak bu yolla hızla dönen dünyayı yakalarız. Küçük tepeleri herkes aşar. Önemli olan Everest’e tırmanmaktır. Hedefiniz eğer Everest olursa başarıyı yakalarsınız. Küçük tepeleri hedef alırsanız baştan başarısız olacağınız kesindir. Çünkü aldığınız hedef zaten başarılı olmanızı sağlamayacaktır. Kolektif birliktelikten uzak, paylaşılmayı ve aynı hedefe kilitlenmemiş organizasyonlar başarısız olmaya mahkumdur.
Her zaman başarılı insanlar mevcut durağan yapıyı değiştirip daha iyi olanı hedefleyen ideal ve iddialı insanlardır. Konuşup eleştiri yapmanın ötesinde nasıl daha iyisi yapabilir sorusuna düzinelerce cevap sıralayanlar belirleyecek geleceği. Onlar başarıyı yakalayacaklar. Yarım asrı geçen yaşamımda yenilenmenin en büyük kazanım olduğunu her gün yaşayarak öğrenen bir kardeşiniz olarak siz gençlere birkaç önerim olacak; Sizin dışınızda bir dünya var. Hep dışsal çevreye duyarlı olunuz. Sizin dışınızdaki insanlar neyi, nasıl düşünüyorlar? Onlara kulak veriniz. İnsan olarak değer veriniz tabii öncelikle. Hiç kimseyi küçük görmeyiniz. Biliniz ki generallerden oluşan bir ordu kaybetmeye mahkumdur. Değer verdiğiniz ölçüde destek göreceğinizden emin olunuz. Destek gördükçe de değer verilirsiniz. Daima bilgi paylaşımına giriniz. Ne kadar bilgiyi paylaşırsanız grubun sahiplenmesi ve ortak hareket etme seviyesi artacaktır. Planlamanızı, iş bölümünü, geleceğe bakışınızı hep birlikte ve istişare etmeye dayalı yapınız. Benim fikrim en doğru ve uygulanabilir fikirdir diye yola çıkarsanız başta kaybetmişsinizdir zaten. Tüm bireylere öyle değer veriniz ki her biri sistemin bir parçası olduğunun bilincinde ve sorumluluğunda olsun. Uçağın elektronik devreleri ne kadar kıymetli ise iniş takımlarındaki bir vidanın da aynı değeri vardır. O vida görevini yerine getirmezse iniş takımları açılmayacak ve uçağın yere çakılmasına yol açacaktır. Bundan dolayı grubunuzun her bireyi kıymetli olduğu bilinmelidir. Zaten sosyolojik ve psikolojik etmenler bireyin kendisini ifade edebildiği ve grubuyla özdeşleştirebildiği derecede başarının arttığını göstermektedir. Psikoteknik verilere sık sık başvurunuz. Kamuoyunun beklenti düzeyini iyi algılarsanız yol haritanız da çizilmiş olacaktır. Doğal olarak kısa zamanda bu beklentilere cevap vererek başarıyı elde e dersiniz. Yoksa yaptım oldu dayatmacı mantığı sizi bir yere götürmeyecektir.
Siz gençlerimize güveniyor ve her fırsatta destek olmanın yolunu arıyorum. Çünkü sizler geleceğimizsiniz. İdealler ve ülkülerle sizler daha iyi bir Türkiye tablosundaki yerinizle gurur duyuyorum. Bu tabloda eğer bir fırça izi bana da düşerse sizlerle her platformda üzerime ne düşerse varım. İletişim kanallarından bana ulaşan siz değerli gençlerimiz için her zaman elimden geleni yapmayı öncelik olarak görüyorum, göreceğim. Şimdiden Ramazan Bayramınızı kutluyorum. Başka bir yazımda buluşana kadar kalın sağlıcakla…