Dönüp duruyorlar diye…
Aslında, vatandaşlık altyapısından gelmektedir, bu özellikleri..
İş adamı, dönünce oluyor da…
Bürokrat, dönünce oluyor da…
Vatandaş, dönünce oluyor da…
Siyasetçi dönünce neden eleştiriliyor, acaba ?
15 Temmuz öncesini ve sonrasını bir düşünün…
Veya….
yerel seçimler öncesi ve sonrasında, yaşanılanları, bir düşünün…
Siyasi dengeler değişmeye başladığı zaman…
Bir gecede,
Dün el pençe duranların, kaldırım değiştirdiğini…
Sayın vekilim…
Sayın müdürüm…
Sayın başkanım…
diye pervane olanların,
korkudan ya da işleri bittiğinden, selamı sabahı kestiğini…
Ya da tam tersini..
Defalarca yaşadık…
Defalarca şahit olduk…
Hem de öyle bir hızla oluyor ki…
Kendilerini ikna etmeleri ve yeni pozisyona geçmeleri….
Aynı aşağıda ki hikayede olduğu gibi…
Çok kısa sürüyor…
Rivayet şu..
“ Adamın birinin alacak verecek davasından mahkemesi var..
Şahit lazım..
Adliyenin yanın da ki kahvede, bu işi meslek edinmiş, yalancı şahitler sırada…
Adam koşturarak kahveye giriyor..
Bana şahit lazım diyor…
Oturanlardan biri soruyor..
Dava ne..
Adam cevap veriyor..
Alacak verecek davası..
Kahvede oturanlardan biri soruyor…
Ödemedi mi şerefsiz ?
Adam yine cevap veriyor..
Ödemeyen benim..
Kahvede oturan sinirlenip ayağa kalkıyor…
Kaç kere ödeyeceğiz abi, bu borcu, o şerefsize…”
Durum, bundan ibaret.
Kim dönek, kim değil…
Orasını Allah bilir.