Her yıl kutladığımız, ‘24 Temmuz Basın Bayramı’ ile ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ benim için gerçekten çok anlamlı ve önemli günlerdir...
Tıpkı, dini bayramlarımız olan; Ramazan ve Kurban Bayramları gibi...
Aynı; ‘23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’, ’19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’, ’30 Ağustos Zafer Bayramı’ ve ’29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ gibi...
1995 yılında, bugün ki değerle 15-20 Milyon TL’lik bir sermaye ile başladığım gazetecilik mesleğinde amaçlarım; doğru habercilik, haklının yanında, haksızlığın karşısında bir duruş sergilemek ilkesiyle bu işe gönül veren bir emekçi olmayı kendim istedim.
Daha gazeteciliğe başlar başlamaz, ilk iflası yaşayarak hayatımın en dip noktasını çok genç yaşta görmüş olduğumda yıl 1996 idi...
Bu enkazı kaldırmak tam 10 yılımı aldı. 2005 yılında işleri toparlayıp, yuvamı kurup, işlerimi büyütmek için bastığım düğmede bu defa yanı başımda; dost görünün, ekmeğimi yiyip arkamdan kuyumu kazıyan, birkaç şerefsizin kazığı ile meslek hayatımda ikinci iflas ile karşılaşıp bu defa da dip in dibini gördüm.
Bu iflas benim evlilik hayatımı bitirip, yuvamın dağılmasına sebep olurken, tek başıma ve iki evladımdan ayrı verdiğim mücadelenin ardından tam 12 yıl geçmiş...
4 tene fikir işçisi istihdam edecek iki tane Resmi Reklam yayınlama kriterlerini Basın İlan Kurumu’nun belirttiği şekilde yerine getirerek, ‘Artık toparladım, sırtım yere gelmez’ dediğim, Resmi İlan alma hesapları yaparken, 13 Mayıs 2024 tarihli Cumhurbaşkanlığının ‘Kamuda Tasarruf Tedbirleri’ genelgesi ile 29 yıl emek verdiğim gazetecilik mesleğimin çok büyük bir yarasını almış oldum.
İnan bu benim hayatımda 3. İflas gibi bir durum.
Siz bir gazetenin, reklamını, gazete alımını bir anda, daha yılın 4. ayında baskın bir karar ile alırsanız, bu bir zulümdür.
Bu adaletsizliktir...
Emeğe saygısızlıktır...
Gazetecilik meslek ilkelerini yerine kusursuzca getiren, kamu görevini gönüllü olarak yapan fikir işçilerinin geleceğini ipotek altına almaktır.
Yıllar boyunca verdiğim emeklerim ve üç beş kuruş birikimim, şu son 4 ay içinde yok olurken, aylardır SSK pirim ödemelerimi yapamaz duruma getirildim.
Okuyucularıma yılın başında verdiğim taahhüttü yerine getirmek için, gece gündüz çalışarak, 23 yıldır haftasına haftasına yayınlanan; Manşet Gazetesini aksatmadan yayınını sürdürmeye devam ediyorum.
Ayrıca, www.manset.com.tr haber portalına, tüm çalışan personelimle büyük emekler vererek, kamu görevimizi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyorum.
Sn. Cumhurbaşkanımıza çağrım ise; ‘’29 yıldır sadece gazetecilik mesleğini etik kurallar içerisinde yapma gayretini içinde olan yerel yayınların kapılarına kilit vurdurmayın. Tek işi gazetecilik olan, kendilerini millet başta olmak üzere, yaşadıkları kente ve ülkelerine adayan fikir insanlarının ekmeğine kan doğramayın.
Halkı, borokratları, siyasileri, oda, dernek, sendika ve iş insanlarını yerelde; en doğru, en hızlı, en şeffaf bilgilendirmek için gecesini gündüzüne katan emekçilere yönelik, Kamuda Tasarruf Tedbirlerini genelgesinden hiç olmaz ise, iki tane fikir işçisi (Gazetecilik ve İletişim Fakültesi) mezunlarını istihdam etmekle mükellef olan yayınları bu genelgenin dışında bırakın.
Gazetelerimizin kapılarına kilit vurmak, tasarrufa katkı sağlamayacağı gibi, istihdam engeline, vergi ve SSK pirim kaybına yol açacak. Birçok sektör, ‘kağıt, kalıp, boya vb.) tedarikçisinin de kazancına etki edecek.
Yılda iki defa kutladığımız; ‘24 Temmuz Basın Bayramı’ ile ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ gazetecilere zehir etmeyin...