Baba, sırtınızı yasladığınız güven demektir.
Şefkatin, korumacılığın, öz duyguların adresi olup, kendimizi yaşadığımız her aşamada bize birer güçtür baba. Biraz olanak, biraz dayanak…
En güçlü bağın, babanın yüreğindeki bağındır. Fiilen hiçbir şey olmuyor elbette hayatta, tıpkı babalık duygusunun fiilen olmaması gibi. Babalık, yürekte hissedilen duygudur ve bu duygu evlâda ne kadar geçerse, babalık o kadar kutsallaşır.
Babalarımızdan gördüğümüz güçlü şefkat, hayatın zorluk kıskacında sıkışıp kaldığımızda bize güç oluyor.
Hani insan bazen öyle bir derinliğe sahip olur ki başını bir omza yaslayıp saatlerce bakmak ister bir boşluğa. Ruhunun tınısını o şefkatte hissedersin ve dünyayı sessize alıp güven duygusuna bırakırsın kendini.
Baba şefkati hayata bağlayan güçlü bir bağdır tabi bundan mahrum olan çoğumuz var.
Baba şefkatinin eksikliği dünyanın hiçbir lügatiyle anlatılmaz. Can bağının eksikliğini hangi cümleler tam olarak karşılar ki...
O şefkatten mahrum olanların dili kısa kalıyor.
Yeri asla dolmayan boşluktur o boşluk. Dünyanın her şeyi sizin olsa, bunların hiçbirine sahip olmasaydım ama babam olsaydı derdiniz. O yüzden hayat bir sonraki saniyenin garantisini vermiyorken, babalara olan sevgi göstergesi hiç ertelenmesin.
Yeri dolmayan bir boşluğa mahkûm olmadan sevgiye boğun babanızı...
Tüm babaların ve baba ruhlu olanların babalar günü kutlu olsun.