24. yılında 17 Ağustos Marmara Depremi


6 Ağustosta Yalova merkezli 3,6’lık deprem bizi yine 24 yıl öncesine götürdü. Şubat 2023’te 11 ilimizi etkileyen depremler tüm parametreleri değiştirdi. Her şey değişiyor, mevsimler, iklimler, yangınlar derken depremsellik de ülkemizin maalesef bir gerçeği…

Yalova ilimizi de oldukça etkileyen 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 24. yıldönümünde vefat etmiş vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, yakınlarına da sabırlar diliyorum. Evet o acı dolu günleri birlikte yaşadık. Yeri gelince bir ekmeği paylaştık. O günler hala zihinlerimizde dipdiri.

Evet, 17 Ağustos 1999 Marmara depremi bizler için hep coğrafyamızdaki depremselliği tekrar sorgulayıp değerlendirmesini yapmamızın gerekliliğini ortaya koymakta. Aradan geçen 24 yılda yapılan çok şey var, ama gelişen ve değişen teknolojide yapılması gereken de çok şey var. Öncelikle bireysel olarak her bir aile ferdimizin anaokulundan başlamak üzere her yaşta "Temel Afet Bilinci"  eğitiminin alınmasını çok önemsiyorum. Okullarımızda “Afet Bilinci” ders olarak konulabilir. Bilinçli ve bilgili bireyler ile inanıyorum ki bu konuda çok aşama katledildi, katedilecek.

Bu yönüyle MAG (Mahalle Afet Gönüllüsü) oluşumu çok yerinde ve zaman içinde de arkadaşlarımız yaptıkları çalışmalar ile göz dolduruyorlar. Dernekleşerek de benim de içerisinde olmaktan gurur duyduğum Yalova MAG-DER çatısı altında kurumsallaşmanın getirdiği birikim ve tecrübe ile yıllardır örnek olmaktalar. Bu konuda STK’ların daha aktif rol üstlenmeleri ülkemiz açısında pek çok olumlu sonuçları doğurmaktadır.

Herkesin ulusal afete hazırlık seferberliğinde katkısı ile ülkemiz daha güvenli günlere ulaşacaktır. Çünkü risk öncelikle evimizdeki sabitlenmeyen eşyalardan başlıyor. Risk binaların depreme dayanıklılık derecesi ile başlıyor. Aile bireylerimizin depremin oluşturacağı riskleri minimuma indirecek çalışmaların içerisinde yeterli düzeyde olmanın gerekliliği her geçen gün daha da fazla önem arz ediyor.

Afetlere hazırlıkta başta AFAD olmak üzere tüm tarafların zaman içerisinde daha organize olarak çalışmalarını yakından takip etmekteyiz. Yerel yönetimlerin kendi sorumluluk alanlarında zamanın değişen ve gelişen teknik kabiliyetlerini ve araç gereç donanımlarını daha da artırmaları gerekiyor.

Afet öncesi, sırası ve sonrasında üç zaman dilimine ayırarak çalışmalar her bir kurum ve kuruluşa daha hassasiyet gösterilerek yapılıyor, yapılmaya devam ediyor. Bu bir süreç ve bu süreçte herkes elini taşın altına koymalıdır. Özellikle haberleşmede telsizlerin rolü ve önemi kendisini gösteriyor. İyi bir organizasyonda haberleşme birinci öneme haizdir. Dolayısıyla yerelde bu konu üzerinde daha hassasiyetle birincil öncelikle kendisini göstermektedir. Alternatif haberleşmede amatör telsiz-radyo frekansları ve uydu haberleşmesi devamlı ve her an hazır halde bulunması her türlü stratejik çalışmayı olumlu yönde ilerletecektir. En küçük bir depremde bile kilitlenen cep telefonu sisteminde son gelinen noktada sistemdeki yoğunluktan dolayı kilitlenmeyi önleyici altyapının son durumunun gözden geçirilmesi gerekiyor. Elbette internetin de kesintiye uğramaması için teknolojinin tüm imkanlarından yararlanılmalı her zaman.

Alternatif ulaşım ağları her zaman konunun odak noktası. 24 yıl önceki nüfus ile 2023 yılı ilimizin nüfusu ve ulaşımda gelinen nokta güncellenmeli. Köprülerde oluşabilecek sıkıntı, özellikle eğer kış ayında olursa yangınlar ve doğalgazdan kaynaklanabilecek olumsuzluklar masada olmalı.

Sarsıntıya duyarlı ve sistemi otomatik kapatan yapı elbette çok önemli. Lakin sistem içerisinde ki muhtemelen olumsuzlar göz ardı edilmemeli. Marmara Denizinde oluşabilecek tsunami, kimyasal depolama tanklarının olası yangın ve maddelerin hava yolu ile yayılması ihtimali ve bunun verebileceği etkilerin senaryosu ile etkilenebilecek alanlardaki stratejik binalar ve yaşam alanı bölgelere göre olası riskler ve etki alanları plan dahilinde her zaman masanın üzerinde olmalı.

Toplanma alanları yönüyle de güncelleme gerekiyor. Çünkü bu alanların güvenli ve kolayca organize olunabilecek ve altyapı imkanları ile vatandaşımızın temel ihtiyaçlarına cevap vermede ilk varış noktası olacaktır. Yalova olası depremde çevresindeki hiçbir ilden yardım alınamayacak senaryoya göre planlamalarını yapmak durumunda. Kötü senaryo hep masamızda olmalı. Eğer kendi kendine yetebilen bir il olma hedefimiz olmaz ise ilk önemli 72 saatlik dilimde enkaz altında olabilecek canlarımıza ulaşma imkânımız da az olacaktır.

Sade bir vatandaş olarak diyebilirim ki organize olabilmeyi öncelikle mahalle bazında becerebilen ve sonrasında da AFAD ile organize çalışabilen ilçeler ve iller iyi koordinasyon ile zararı en aza indirgeyebilmede başarılı olacaktır. Yoksa her şeyi devletten beklemek günümüzde imkansızı talep etmeye eşdeğer. Çünkü yıkılabilecek bina sayısı ve bununla orantılı enkaz altında olabilecek vatandaşlarımız değerlendirildiğinde realist düşünülmesinin gerekliliği kendisini gösteriyor. İş makinelerinin organizasyonu, sağlık hizmetlerinin kesintisiz verilebilmesi, barınma ve gıda yardımlarının organizasyonu, hep ciddi planlamaların sonucu başarı elde edilebilecek konular.

Bu konularda devletimiz, özveri ile çalışan bürokrat ve çalışanlarını da kutlamak istiyorum. Yalova ilimizin diğer illere göre daha iyi bir noktada olduğunu biliyorum. Bu amaçla emeği geçen herkese teşekkürü bir borç biliyorum. Lakin her yıl güncelleme yapılmasının, daha fazla teknik imkanların sunulması da bir gerçek. İl Merkezindeki ve ilçelerimizdeki İtfaiye teşkilatlarımız, bir merkezde birleşen 112 merkezimiz, iyi koordinasyonun hep bir sonucu.

Yeni devlet hastanemizin de binasının depremsel bölgemize göre yapılmış olması da ayrıca daha güvenli hissetmemize yol açıyor. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, sağlık bakanımıza, ilimizin milletvekillerine ve emeği geçen herkese sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

Sonuç olarak herkesin işin bir tarafından tutarak kişisel olarak toplumsal hazırlık ve sorumluluk almada muhakkak ki yapabileceğimiz pek çok şey vardır. Aziz milletimiz ve devletimiz coğrafyamızın depremselliğinde oluşacak riskler karşısında hep birlikte tek vücut olarak geçmişte yaraları sarmıştır ve saracaktır.

Rabbim aziz milletimize afetleri yaşatmasın.

Başka bir yazımda buluşana kadar afetsiz günler diliyorum.