Yaklaşık yarım saat süren slayt gösterisinin ardından, basın mensupları ve AK Partililere hitap eden AK Parti 24. Dönem Yalova Milletvekili Coşkun, duygusal konuşmasının yanında, kendisine yönelik kapalı kapılar ardında bazı partililerin haksız eleştirelerine ise kırgın olduğunu dile getirdi. Coşkun yaptığı konuşmada, “Hizmet etmek çok önemli bir şey biliyor musunuz? Bir şeyler yapmak çok önemli. Kendiniz için bir şeyler yaparsınız, çok zengin olursunuz, para kazanırsınız, evler apartmanlar yaparsınız ama bunlar çok fazla iz bırakan, itibar sağlayan şeyler değildir. Ama bu millete, bu ümmete, bu ülkeye, bu vatana bir şeyler armağan edebiliyorsanız, edilmesine sebep olabiliyorsanız, o koşuda, o yarışta ben de vardım diyebiliyorsanız, o yağmurun altında ben de bir damlacık ıslanmıştım, ben de bir damlacık terlemiştim diyebiliyorsanız, ne ala ne güzel. Bu millete hizmet koşusunda, bu ümmete hizmet yolunda yorulanlara, var olanlara selam olsun. Allah onlardan razı olsun. Allah sizlerden razı olsun.

Değerli kardeşlerim!! İnsanın ömrü su gibi akıp gidiyor. Yani bir dört yılın muhasebesini özetini paylaşacağız. Bu zaman nasıl geçti?

Ben de anlamadım, siz de anlamadınız?

Hayat böyle bir şey işte. Yarın hepimizin saati ve vakti geldiğinde dünya defterini kapacağız. Ve hep şu soru ile karşı karşıya geleceğiz; “Meftayı, ahir hayatında ve kemal-i sıhhatinde nasıl bilirsiniz?”

İşte biz bu soru ile karşılaşacağız. İşte o “İyi biliriz”, “Hakkımızı helal ediyoruz” cevaplarını alabilirsek ne ala.

Ama tabi esas sorgu yeri, esas sınav ve imtihana gireceğimiz yer, büyük bir yer. Rabbim orada hepimize kolaylıklar kılsın inşallah. Dünyada işlediğimiz kusur ve hataları yok edip, işlediğimiz güzel amelleri, güzel hizmetleri bize şefaatçi kılsın inşallah.

İşte o bakımdan bu kısacık ömrümüzde neler yaptığımız çok önemli, nerede olduğumuz değil. İşte bugün buradasınız, yarın bir başka yerde… Hepimizin ahi görevleri var. Hepimizin çok mukaddes görevleri var. Her şeyden önce, hepimiz bir lideriz, bir aile sorumluluğumuz var. Herkes, bir milletvekili, herkes bir belediye başkanı, herkes bir başbakan, herkes bir bakan. Hepimiz bir sorumluluk yüklenmişiz.

Ne?

Biz ailemizin sorumlusuyuz. Çocuklarımızın, eşimizin…

Önce oradan başlayacağız. Ne yapıyoruz, ne yaptık, adil miyiz, dürüst müyüz, kul hakkından uzak yaşayabiliyor muyuz, Allah’ın rızasına uygun yaşayabiliyor muyuz?

Ondan sonra kamu görevlerimiz arka arkaya gelir. Eğer kamusal bir görev alırsak, bir okulda öğretmensek, kamu görevlisiyiz, bir resmi dairede memursak kamu görevlisiyiz, bir gazetede muhabirsek kamu görevlisiyiz, bir spor kulübünün, bir derneğin başkanıysak kamu görevlisiyiz. Oradakilerin emanetini almışız. Oradakilerin hakkını, hürriyetini koruma görevi almışız. Herkesin bir görev alanı var.

Derse beş dakika geç girmişsen, kamu hakkı yedin, o öğrencinin hakkını yedin, ihlal ettin.

Üstlendiğin kulübün beş kuruşunu kaydırmışsan aynı şeyi yaptın.

Çalıştığın gazetede, çalıştığın kamu kurumunda görevini yapmamışsan aynı şeyi yapmışsın. Hem vekil olmuşsun, 226 bin nüfuslu bir şehrin vekili olmuşsun. “Yat aşağı, nasıl olsa maaş geliyor” demişsen, belik bu dünyada yatacak yer bulursun ama, öbür tarafta asla bulamazsın.

Belediye başkanı olmuşsun, aman Allahım öğlenlere kadar yatacaksın, ikindiden sonra kahveni içeceksin, akşam da masa başında oturacaksın. Hesabını veremezsin...

Aslında çok derinlere inmek istemiyorum ama yüreğimdekileri, siz değerli kardeşlerimle paylaşmak istiyorum. Yine bir araya geleceğiz ama, belki benim için önemi olan bir günde bunları konuşmuş olacağız.

Değerli kardeşlerim!!

Sonuç olarak bir dönem, 24. Dönem milletvekilliğinde Yalova’mızı temsil etme görevini, şerefini Rabbim bana bahşetti siz çok değerli Yalova’lı kardeşlerim de bunun bir teyidisiniz. Aday olursunuz ama, bir şey mani olur gidemezsiniz. İkisi birleşecek, Allah nasip edecek, kul da görevini yapacak. Bunlar oldu ve ben de bu yükü, yıllarca siyasette mücadele ettiğim kazandığım tecrübe ile hatamlarımla, sevaplarımla bir dört yılı, bir yıl da il başkanlığım var, yani bir beş yılı çok hızlı bir şekilde, çok seri bir şekilde tamamladım.

Hani bizim bir sloganımız vardı ya, biraz da değiştirdik biz onu, “Durmak yok, koşmaya devamm”…

Ve Allah şahittir ki, yürümedik koştuk. 2010’da büyük usta çok değerli Cumhurbaşkanımız ki, o zamanki Genel Başkanımız, Başbakanımız, bana il başkanlığı görevini verdiğinde arkama bakmadan ertesi gün istifamı verdim. 

İki gün sonra Yalova’ya geldim, kolları sıvadım ekibimizi kurduk, teşkilatımızı toparladık, üç ay sonra da, o Türkiye’nin bugünlere gelmesinde çok emeği olan referanduma gittik, bu Türkiye için çok önemliydi. Çok önemli bir sınavdı, 26. Madde’nin Anayasa değişikliği Türkiye’nin önünü açacak veya tıkayacak bir hadiseydi. Ve hamdolsun bütün Türkiye’de,‘EVET’ ile bu 26 Madde değişsin konusunda karar çıktı. Ama bizim şirin Yalova’mızda, güzel Yalova’mızda da çıkacak karar çok önemliydi. Ankara’da iddiaya girilmişti, Yalova’da evet çıkmaz hayır çıkar denmiştiler. Ama ben, o kadar şanslıydım ki, öyle inanmış ve güvenmiş arkadaşlarla çalıştım ki, gece yarıları köylerde dolaşırken, “Ya vakit gelmedi mi” diyen arkadaşına ağzından alırlardı lafı, daha gelmedi diyerek. Ve çok şükür çalıştık, çok kıymetli saygıdeğer Yalovalılar’ında desteği ile Yalova’da bizim de o çorbada bir tuzumuz oldu. Ve ‘EVET’ kararını, Yalova’da da çıkardık. İlk sınavımız böyle başladı.

İçimde ukte olarak kalan konulardan birisi de Yalova’ya bir OSB kurulamamış olması. Çok uğraştım. Bakanlığın Genel Müsteşarı, OSB’nin Genel Müdürü bana birkaç sefer şunu söyledi; “Ne bir milletvekilinin, de ne OSB kurucularının sizin kadar OSB’lerini takip ettiğini görmedim. Yalnız, bilmeyen adam bu işin bir orağı da bu vekil zanneder. O kadar takip ettim yani.

 OSB’lerden Kalıpçılar girdi sahaya, Kazımiye tarafında. Hızlı başladılar çalışmalara. Hemen birileri geliyor,“Aman haa başına devlet kuşu kondu, dikkat et kaçırma, yol. Bitir işi diyorlar.”

İki tane OSB’den çok umudum vardı; Taşıt Araçları Yan Sanayi OSB ile Kalıpçılar OSB. İkisi de çok istekli, ikisi de öz kaynaklarıyla hareket eden müteşebbisler.

  Taşıt Araçları Yan Sanayi, İstanbul kaynaklı, kalıpçılar da Bursa İstanbul İzmir kaynaklı müteşebbisler. Adamlar her türlü fedakârlığa hazırlar.

   Taşıt Araçları, belli bir şekilde arazi kamulaştırma işlemini halletti. Ama gelin görün ki değerli kardeşlerim, Yalova’da bir başka tuhaf bir durum var. Fiyatlar aldı başını gitti. Vatandaş bir başka, hep hizmet istiyorsun, be kardeşim. Hem de kat be kat fiyatları artırıyorsun. Nasıl olacak bu?

  Yalova zaten arazi yönünden kısıtlıb bir il. Geniş imkânlara sahip değil. Geniş arazilerimiz yok ki.  Kamu arazisi yok ki. Şahıs arazilerini toplayamıyorlar. İkisi OSB’de fiyakların yükselmesinden dolayı şimdi çırpınıyor. İnşallah bitecek. Ama biz bir an önce bitmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

  Coşkun yapılan hizmetleri konusunda da, davetlileri bilgilenderdi. Yaklaşık 1.5 saat süren veda konuşmasının ardından, davetlilerle fotoğraf çektiren Coşkun, yaptığı konuşmada, eleştirileri, hizmetleri, partisine olan bağlılığını, kendisine destek veren ekip arakaşları ve basın mensuplarıyla paylaşmanın mutluluğu içinde toplantıyı tamamladı. Haber: Ayhan Polat